Haber

CHP İzmir İl Müdürlüğü: “Darbe Girişimini Önleyeceğiz, Hukuksuzluğa Teslim Olmayacağız. Tüm Halkımızı Bu Hukuksuzluğa Karşı Direnmeye Çağırıyoruz”

HABER: SULTAN HAREKET KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir İl Müdürlüğü, Yargıtay Tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki kararı bugün il genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında protesto etti. Açıklamada, ” Yargıtay Kamuoyunun tepkisini ölçen, anayasal düzene karşı yeni bir sistemin prova edildiğini düşündüren, sınanan bu tiyatroyu izlemeyeceğiz, direnmek için tüm anayasal haklarımızı kullanacağız… Bu düzenin korunması, egemenliğin millette kalması, tarafsız yargı için direneceğiz. Bugün Anayasayı yürürlükten kaldıranlara karşı sessiz kalmanın günü değil. Tarih sessiz kalanları da, direnenleri de yazacak. “Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Müdürlüğü olarak bir kez daha tüm halkımızı bu hukuksuzluğa direnmeye, direnenlere destek olmaya çağırıyoruz.”

Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin tutuklu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararına uymaması ve ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması CHP İzmir İl Müdürlüğü tarafından protesto edildi. İl başkanlığında düzenlenen basın toplantısına belediye ve ilçe belediye başkanları da katıldı. Toplantıda “Direnerek kazanacağız” ve “Hak, hukuk, adalet” sloganları atıldı.

CHP İzmir İl Sekreteri Avukat Özlem Ünsal, “Anayasa’yı ortadan kaldıranlara karşı bugün sessiz kalma günü değil” diyerek açıklamasında şunları kaydetti:

“ANAYAL DÜZENİ DEĞİŞTİRME GİRİŞİMİ KABUL EDİLEMEZ”

“Bugün burada anayasal düzeni değiştirmeye çalışanlara ve Cumhuriyetin 100 yıllık tarihinde hukuk darbesi olan karara karşı durmak için toplandık. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yaptığı Can Atalay hakkındaki ihlal kararının uygulanmaması, bu yetmezmiş gibi usul ve esasların ihlal edilmesidir.” Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmak Anayasa düzenini değiştirmeye teşebbüstür ve kabul edilemez. Hukukun üstünde olması beklenen yargının, hukukun emredici maddeleri uyarınca adaleti sağladığı ve anayasal düzeni kurduğu, Anayasanın emredici kurallarını tanımadığı ve yok saydığı bir ülkede, bu denilemez. . Hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerini yok sayan, kuvvetler ayrılığını reddeden bu meydan okumanın, hukuka ve anayasal düzene inanan bizleri asla yıldırmayacağını, direnmemize engel olmayacağını baştan belirtmek isterim. Genel Başkanımız Özgür Özel’in de belirttiği gibi bu skandal karar “Anayasa”ya aykırıdır. “Bu ya meydan okumadır, ya darbe girişimidir, ya da ayaklanma girişimidir.”

“BU ÜLKENİN BAŞINA GELENLER ANAYASA KRİZİDİR”

Anayasa Mahkemesi üyelerinin suçlanması yaklaşımı da akıldan, esastan, anayasadan ve gerçeklikten kopuk bir karardır. Bu sorun artık Türk Personel Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ın sorunu olmanın çok ötesinde bir soruna dönüştü. Bu ülkenin Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında yaşadığı şey bir anayasal krizdir. Yargıtay’ın aldığı karar, kanunları esneterek yapılan zorlayıcı gerekçelere rağmen, tüm demokratik hak ve özgürlükleri, anayasal kurum ve kuruluşları, kısacası hukuka dayalı sistemi adeta inkar edercesine ortadan kaldırmayı amaçlayan bir harekete dönüştü. Anayasa. Yargıtay, kararın ardından yaptığı basın açıklamasında, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Anayasa’ya aykırı olan kararını ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan hata beyanını desteklemeye çalıştı. Anayasamızın 153. maddesi söz konusu olduğunda hükümsüz hale gelir ve ilgili davada uygulanması düşünülemez bile. . Anayasamızın 153. maddesi tartışmaya, yoruma, amalara yer bırakmıyor ve şunu emrediyor: ‘Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. Derhal Resmi Gazetede yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idari makamları, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Yani Anayasa Mahkemesinin ilgili davadaki kararı Yargıtay açısından da bağlayıcıdır. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararının geçerliliğini beğenmeseniz veya uygun bulmasanız bile, Anayasa Mahkemesi kararlarının kesinliği ve bağlayıcılığı nedeniyle gecikmeksizin yerine getirmek zorundasınız.

“DİRENMEK İÇİN TÜM ANAYASA HAKLARIMIZI KULLANACAĞIZ”

Anayasaya, anayasal kurumlara ve Anayasa Mahkemesine açıkça meydan okuyan bu Yargıtay kararı ve suç duyurusu; Bağımsız ve tarafsız yargının garantisinin olmadığını gösteriyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararı dikkate alınmaz ve anayasa ihlal edilirse bu ülkede yaşayan hiç kimse hukuk güvenliğinin varlığından, hukukun üstünlüğünden söz edemez. Cumhuriyet Halk Partisi olarak anayasaya aykırı, siyasi baskı ve yönlendirme altına alındığını düşündüğümüz, bağımsız yargıyı ayaklar altına alan bu duruma boyun eğmeyeceğiz. Yargıtay üzerinden yargılanan, kamuoyunun tepkisinin ölçüldüğü, anayasal sisteme karşı yeni bir sistemin prova edildiğini düşündüren bu tiyatroyu izlemeyeceğiz ve direnmek için tüm anayasal haklarımızı kullanacağız. Çünkü Anayasa Mahkemesi temel hak ve özgürlüklerin koruyucusudur.

“DARBE GİRİŞİMİNİ ENGELLEYECEĞİZ, HUKUKA TESLİM VERMEYECEĞİZ”

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olarak, anayasal düzenin ve milli iradenin tesisini sağlayan siyasi irade olarak, bu hukuka aykırı karara karşı tüm barolar, avukatlar, demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütleriyle birlikte, belki de çoğu, Daha da önemlisi cumhuriyetine ve anayasal sistemine bağlı milletimizle birlikte. Direneceğiz, yorulmadan tüm hukuki yolları kullanacağız ve bu darbe girişiminin önüne geçeceğiz. Hukuku hiçe sayan, toplum sınırlarına dokunan bu tür kararlarla nereye varılmak isteniyorsa bilinsin ki buna izin vermeyeceğiz. Bu hukuksuzluğa teslim olmayacağız.

“BUGÜN, ANAYASAYI YÜKENLERE KARŞI SESSİZ KALMA GÜNÜ DEĞİLDİR”

Anayasanın 6. maddesinde ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyor. Bu söz sadece Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü değildir. Aynı zamanda bir giriş cümlesidir. Sözlerine şöyle devam ediyor: “Egemenliğin kullanılması hiçbir şekilde hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.” Adaletin uygulanacağı, hukukun uygulanacağı, yargının karar vereceği tek saray vardır, o da adalet sarayıdır. Hiç kimse kendisini hukuktan ve anayasadan üstün göremez. Avukatların giydiği kıyafetlerin sadece bir cübbe değil, mesleğimizi yaparken omuzlarımıza yüklenen sorumluluğu anlamlandıran bir sembol olduğunu da biliyoruz. Giyiyorsan bilirsin… Siyah renk adaleti temsil eder. Adaleti sağlamak için koltuklarında oturan hakimlere selam olsun. Cepleri yoktur. Çünkü misyonumuz kamusal bir görevdir. Kişisel çıkar peşinde koşmadan görevini yapan hakimlere selam olsun… Önünde düğmesi yok. Çünkü adaleti sağlarken kimsenin önünde düğmelerimizi iliklemiyoruz. Hiçbir baskıya boyun eğmeden, kendi özgür iradesiyle karar veren hakimlere selam olsun. En güçlü silahımız hukuk ve anayasal düzendir. Bu düzenin korunması, egemenliğin millette kalması, tarafsız yargı için direneceğiz. Bugün Anayasayı yürürlükten kaldıranlara karşı sessiz kalmanın günü değil. Tarih sessiz kalanları da, direnenleri de yazacak. Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Müdürlüğü olarak bir kez daha tüm halkımızı bu hukuksuzluğa direnmeye, direnenlere destek olmaya çağırıyoruz. “Bu çabanın sonunda kazanan hukuk, anayasal sistem ve adalet olacaktır.”

Basın toplantısının sonunda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısı üzerine TBMM’de adalet nöbetini sürdüren CHP’li milletvekillerine selamlar gönderildi.

Kaynak: ANKA / Yeni

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu